Milli Eğitim Bakanlığında yaşanan olayda, bir eğitim müfettişine aylıktan kesme cezası verilmiştir.
Ceza verilmesinin gerekçeleri şu şekildedir:
- Tespit edilen fiilleri yanlış nitelediği,
- teklif ettiği cezanın fiil ile ceza arasına adil bir dengenin bulunması ilkesine uygun olmadığı,
- eksik hukuki değerlendirmelere dayalı olarak teklifte bulunduğu,
- iç içe geçmiş nitelikteki fiillere ayrı ayrı ceza teklifinde bulunduğu,
- mali yönden getirilen teklifte rakamın yanlış hesaplandığı,
- inceleme sürecinde bir takım yazışmaların geç yapıldığı ve incelemenin makul sürede tamamlanmadığı şeklinde olduğu,
Danıştay, vermiş olduğu karardai bu hususların müfettişlik görevinin gereklerine ilişkin olduğunu belirtmiştir.
Görevin zamanında yapılmadığı iddiasına ilişkin olarak ise tekid yazısı yazılmamış olması ve incelemenin makul sürede tamamlanmadığı hususuna ilişkin olarak ayrıca soruşturmanın zamanaşımına uğramamış olması, dolaysıyla ortada bir kasdın olmadığını belirtmiştir.
Danıştay bu çerçevede verilen aylıktan kesme cezasını iptal etmiştir.
İŞTE DANIŞTAY KARARI
DANIŞTAY ONİKİNCİ DAİRE
E. 2012/5262
K. 2016/159
T. 21.01.2016
İstemin Özeti : ... 2. İdare Mahkemesince verilen 23/02/2012 tarihli ve E:2011/1487,
K:2012/323 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Mustafa Kuş
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, .. İl Milli Eğitim Müdürlüğünde eğitim müfettişi olarak görev yapan davacının,
657 sayılı Yasa'nın 125/C-(ı) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme
cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 30.06.2011 tarihli ve 1198-15324 sayılı
işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
.....
Bakılan olayda, müfettiş olarak görev yapan davacıya ilişkin olarak ileri sürülen
ve dava konusu disiplin cezasına dayanak yapılan isnatların genel olarak; tespit
edilen fiilleri yanlış nitelediği, teklif ettiği cezanın fiil ile ceza arasına
adil bir dengenin bulunması ilkesine uygun olmadığı, eksik hukuki değerlendirmelere
dayalı olarak teklifte bulunduğu, iç içe geçmiş nitelikteki fiillere ayrı ayrı
ceza teklifinde bulunduğu, mali yönden getirilen teklifte rakamın yanlış hesaplandığı,
inceleme sürecinde bir takım yazışmaların geç yapıldığı ve incelemenin makul
sürede tamamlanmadığı şeklinde olduğu, bu hususların müfettişlik görevinin
gereklerine ilişkin olan ve kamu görevlisinin görevinde başarılı ya da başarısız
olarak değerlendirilmesine yönelik hususlar olduğu; incelemenin makul sürede
tamamlanmadığı hususuna ilişkin olarak ayrıca soruşturmanın zamanaşımına
uğramamış olması, bu göreve ilişkin olarak gecikmeye ilişkin her hangi bir
tekit yazısının bulunmaması hususlarıyla birlikte davacının söz
konusu inceleme göreviyle eş zamanlı yürüttüğü diğer çalışmalar da göz önüne
alındığında davacının kasıtlı olarak görevini makul sürede tamamlamadığı
hususunun her türlü şüpheden uzak kesin biçimde ortaya konulamadığı, bu
nedenle söz konusu isnatların disiplin cezasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı,
dolayısıyla bu isnatların 657 sayılı Kanunun 125/C-(ı) maddesi kapsamında değerlendirilmesine
de hukuki olanak bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, davacı hakkında yürütülen soruşturma kapsamında incelenen ve dava
konusu işleme gerekçe yapılan iddialara ilişkin olarak davacının disiplin cezasıyla
cezalandırılmasını gerektirecek nitelikte bir fiilinin bulunmadığı anlaşıldığından,
dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış ve davanın
reddi yolunda verilen temyize konu kararda bu nedenle hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının
bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi
yolu açık olmak üzere 21.01.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Temyizen incelenerek bozulması istenilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve
usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından, temyiz
isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder